Chloroform

içimden geldi de..

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Bilmemne, bilmem nerede!

Hiç anlamamışımdır şu gazetelerin sallamasyon haberlerini. Yok Ronaldo, Adriano veya Baptista buraya gelcekmiş pehhh! Neyse günün birinde bi gazete kewell falan yazsa onu da bu kategoriye koyardım ama inanılmaz bişi oldu ve Harry Kewell Galatasaray a geldi. Öncelikle bu gazete değil resmen bir FM transferi. Yönetim bakmış Harry nin profiline bakmış altta Approach to sign yazıyor basmış parayı + işareti kayboluncaya kadar ve sonunda "Set to sign"a accept diyip işi bitirmişler. Neyse Fenerbahçe de Make an offer yoluyla parayı basarak Güiza yı aldı. Neyse "History" lerinde bu yıl sonunda neler yazacak merak içinde bekliyoruz.
Ha bu arada İspanya nın güzide fotomaç ı "Marca" ve "As" Baptista yı sallamışlar ama Adnan Polat ne ara İspanya ya gitti gözümüzden kaçırdık hayret. Bu büyük asparagas (bence) dan sonra Fotomaç boş durmayıp Eto'o yu Fener e getirmiş. Bakalım kim daha büyük sallayacak Messi nin adı Fener le anılır mı acaba?
Bu arada Goal.com da en saçma transfer haberlerinden biri Hakan Yakın'ın katar ilişkilendirilmesi idi oldu bakalım daha başka sürprizler olacak mı?

15 Haziran 2008 Pazar

Total Turuncu

Sneijder orta yapmıyo, van Nistelrooy tırt vuruşlar yapıyo ama bu hollandalılar yine kazanıyor. Diyecek fazla bir şey yok önüne yumak konulmuş kedi gibiydi Fransa. Saçma sapan bir sürü atak yaptılar ama o yumağı alt edemediler sonuçta başı dönmüş rakibine gol atmakta zorlanmadı Hollanda ve 4 golle uğurladı Fransızları.
Sneijder Ajax' ta yeni yeni oymaya başlarken " Kim bu çocuk yaa ?" demiştim. Kendini sağ ve sol ayağı , oyun görüşü , tipi ve golleriyle tanıttı önce, sonra bu yaptıklarının üstüne sürekli bir şeyler ekledi. Şimdi Real Madrid li yıldız olarak lanse ediliyor. Bu müthiş velet daha uzun yıllar adından söz ettirecek gibi (bakalım frikik golü de atabilecek mi?).
Hollanda harika Futbol oynamıyor belki ama iyi pas yapıp rakibi çok iyi afallatıyorlar. Van Nistelrooy vasat oyununa rağmen Van der Sar'ın , Sneijder'in, Kuyt'ın, Robben'in, Engelaar' ın ve tabi ki van Bronckhorst' un harika oyunları Hollanda yı turnuva nın en iyi ekibi yapıyor. Yedek kulubesinde yosun tutan Huntelaar ı umarım 1 kez de olsa izleriz.

9 Haziran 2008 Pazartesi

Oha!! Burda oynamam ben !!



Klasik bir milli maç gerilimiyle başladık. Hazır Portekiz de yenmişken hadi bi yenelim de ümitlenelim diyorduk. Maç başladı, her zamanki gibi dağınık bir görüntüyle çıktık sahaya . Hemen başlarda biraz istekli göründük . Öyle olunca da bi yoksa dedik ama sonrasında yağmur bastırınca, sokak aralarındaki maçlara döndü oyun. Sahayı ısrarla normal gibi gören milli takım topu hiç havalandırmadan yerden sürümeye çalışarak hücüma çıkmaya çalıştı, çoğunda da savunmaya değil suya takıldılar. İlk yarının sonuna kadar etkili olan yağmur da İsviçrelilere yaradı ve hak ettikleri bir gol attılar. Ha bu arada golde Hakan Yakın'ın hareketleri ilginçti , önce sevindi sonra Podolski geldi heralde aklına sevinmemek için kasıla kasıla kendi sahasına döndü. Neyse 2. yarı iyi bir şey yaptı Fatih Terim ultra teknik (!) oyuncularımızdan Tümer i tam olarak onun yerine oynayabilecek kişi olan Mehmet Topal la değiştirdi(?). Tabi Gökdeniz de o suda bi kaç kez boğulma tehlikesi atlattığı için Semih le değiştirildi.




Bu değişikliklerden sonra zemin de düzelince 2. yarı bizim için olumlu başladı. biraz bastırdık ama yine golü bulamadık sonra H. Balta ,Semih in ayağına cuk diye oturacak bir pas attı ama ofsayt gerekçesiyle Semih in ağlara tepiklediği top gol değeri kazanmadı. Ardından cılız İsviçre atakları oldu sonrada Semih e açılan güzel ortaya Semih çok iyi vurdu ve beraberliği yakalamamız sağladı. Ardından golün gazıyla biraz daha yüklendik ama gerek kötü ortalar gerek kondisyon eksikliğinden kaynaklanan saçma sapan top kayıpları ile sağlam bi baskı yedik. Neyse ki bu baskıyı atlattık ve son saniyelerde Arda nın golü geldi. Bu yıl Saraçoğlu ndaki maçta Batuhan demişti ya "Golü attıracağıma kendim atarım kral olurum diye " İşte Arda da tam olarak bunu yaptı, daha müsait pozisyon yaratılabilirdi ama Arda kral olmayı istedi ve oldu . Ne diyelim tebrikler Milli takım!



Sonuç olarak Frei İsviçre için ne kadar önemliymiş onu gördük. Bir de Fatih Terim in Tuncay Nihat ve Tümer aşkları geçmesse takımın bu oyununa sevinmek zorunda kalırız.


Ha bir çift sözümde bu işe bu kadar para harcayan Atv ye. Bir kanal nasıl olurda yağmur yağıyor diye hatlarda kesiklik yaşayabilir. Her şeyi geçtim İstanbul dan anlatan spiker inanılmaz ruhsuzdu. Spor haberlerini de böyle anlatıyor o. Ha tabi bi de normal yayını keserek araya soktukları Terim enstanteneleri de insanda acaip buhranlara yol açıyor. Neyse artık!
Ayrıca bu blog işinin erbablarından Aceto ya da döndüğü için teşekkürler. İyi ki varsın be Aceto:D

Orlando s Magic


Veeeee biz ilk maçımıza çıktık diyemeden, portakallar beni futbol adına ümitlendirdi. Dakika dakika konuşmaya gerek yok, bildiğiniz Hollanda vardı sahada bir de mavi t-shirt lü 10 adet İtalyan. Sonuçta 2 güzel golle(ve bir ofsayt golüyle) Hollanda 3 puana uzandı. Kısaca tat verdi bu Portakal.

Maçtan neler bekliyoduk peki; milli tecrübesi az olan engelaar ın tökezlemesini , Toni nin kıçını Hollanda savunmasına dayayıp arkadan gelen Camoranesi ye Pirlo ya güzel toplar çıkarmasını veyahut dönüp kendisinin vurmasını bekliyorduk. Ama bu olayların hiç biri olmadı en iyi halindeki Vieira dan bile iyi oynadı Orlando Engelaar. Toni zayıf Hollanda savunmasını hiç beklemediği kadar zinde buldu ve iyi pozisyon alamadı. Dolayısıyla da son 15 dk hariç italyanlar saçma sapan ataklar yapmak zorunda kaldılar.
Ha tabi Hollanda yı şöyle bir gözden geçirirsek; van der Sar, Sneijder, Engelaar ve van Bronckhorst çok iyi iş çıkardılar. Sneijder in yılların forvetiymişcesine bir refleksle gönderdiği top çok çok güzeldi. Kuyt çok iyi alan daralttı iyi pas aldı aynı şekilde iyi dağıttı çıkmadan önce oyunun ödülünü alıcaktı bir golle ama olmadı ; top Buffon dan döndü o da dönen top Giovani nin kafasına postaladı ve böylece 2 asistle kenara gelmiş oldu. Van der Vaart istekli idi ama çok iyi toplar alamadı onun yerine kendisi çok güzel toplar attı.(Ör: van Nistelrooy a verdiği harika pas) Savunma genel anlamda iyiydi Ooijer Mathijsen nerdeyse hiç hata yapmadı önlerinde Engelaar havadan top gelmesine izin vermeyince iyice rahatladılar. Boulahrouz ve van Bronckhorst çok formda göründüler, sonlarda giren Heitinga oyuna pek sıcak olmadığı için küçük hatalar yaptı ama pahalıya patlamadı onlarda. Kalede van der Sar harikaydı belki maçı getiren bir kurtarış yaptı Pirlo nun frikiğinde. Gelelim bence gecenin asıl Kahramanına; Wesley Sneijder. Nerdeyse ajax II den beri takip etttiğim güzide insan harikalar yaratmadı öyle çok ama saha görüşü takımı kontrol edişi gerçekten çok çok iyiydi. 1. ve 2. gollerde inanılmaz vuruşlar yaptı, v.d. Vaart la çok iyi bir ikili olacaklar gibi turnuvanın geri kalanında. Van Persie girdiği bölümde oyun zaten ağırlaşmıştı kontraataklarda etkili olabilmesi için girmişti gerçi.Bunda da gayet başarılı göründü. Hollanda da gecenin kendini belli eden görünmez kahraman ise kesinlikle Twente li Engelaar dı. Şöyle örnekleyebiliriz yaptıklarını " Top boşta kalıyor... Engelaar geldi ve aldı, Uzun top , Engelaar vuruyor kafayı ;italyanlar şimdi geliyor pas hatası top Engelaar da kaldı; Camoranesi Engelaar la mücadelesi top Engelaar da kalıyor." İşte tam olarak böyle oynadı Engelaar nerdeyse tüm pozisyonları o kesti. Yalnız ilk yarıda hücuma katılımı sağlıycak topları bir türlü atamadı ikinci yarıda Sneijder ona biraz daha yaklaşınca zaten acaip şeyler olmaya başladı.

Neyse geçelim beğenmediklerime1)Nigel De Jong: Sahada yok gibiydi ya da Engelaar ın performansının yanında onun da bizim gibi ağzı açık kaldı ve düzgün bir oyun ortaya koyamadı. Hücumda da etkisizdi , savunmada da fazla top kazanamadı . Robben dönerse yedeğe çekilmesi muhtemel isim o; tabi fazla hücumcu oluyo takım ama olsun Hollanda savunmayla deiğil golle kazanacak gibi duruyor. Gelelim bence gecenin en büyük hayal kırıklığına. Kim o? Tabi ki Ruud Arif Şükür ya da bildiğiniz Van Nistelrooy. Takımda tek forvet olarak genç formda manyak yetenekli bir huntelaar varken yaşına hürmet oynuyor diye düşündürttü. Buffon a karşı 1e1 2 pozisyondan faydalanamadı top ayağına kaleden biraz uzak gelince saçma sapan hareketler yaptı ( 10 kişinin arasına dalmak garip şutlar çekmek vs). Sonuçta umarım van Basten onun egosunu da fazla zedelemeden forvette değişikliğe gider van Persie veyahut Huntelaar daha çok gole imza atar gibi duruyor. Neyse unutmuşum genç Affellay dan söz etmeyi. İbrahim de fazla göze batmadı sağ kanattan kendi getirdiği topta yaptığı vuruş etkileyiciydi ama o kadar.
Her neyse sonunda bi takım gerçekten zevk verdi. Darısı milli takımın başına sevgiler

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Sıpa '98







Yıl işte yazdığım gibi 1998. Hatırladığım kadarıyla güzelce bi Pazar günüydü. Schumi hayvani Macaristan performansını yeni yapmış, şampiyona da tekrar iddialı bir görünüm çiziyor. Neyse normale yakın güzel bi sıralamadan sonra. Herkes yerlerini almış start verilecek ama çok ıslak pist hemde çok çok, neyse starttan sonra o çok kaza olması beklenen ilk viraj normal bir şekilde dönülünce herkes rahatlıyacak ki, sahneye Coulthard çıkıyor. Nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde onca su perdesinin arasından birden; gri arabasıyla duvara doğru gitmeye başlıyor İskoç pilot. Sonrası malum 5 pilot sadece kazaya karışmadan basıp gidebiliyor geriye ortalıkta tartışan pilotlar, yüzlerce araba parçası vs vs vs kalıyor.








40 dk civarında herşeyi temizliyor belçikalılar . Ardından tekrar start veriliyor ama bazı takımların sadece 1 arabası katılabiliyor (o zamanlar yedek araba kavramı vardı, 2 arabanızda mahvolmuşsa iptal edilen startta birini seçmeniz gerekiyodu, o kararı vermesi gereken takımlar şunlardı;Stewart, Prost, Arrows ve Tyrrell) Her neyse start verildi sonuçta. Ama bu startta da ,sanırım Herbert tı, Hakkinen e geçirince ortalık biraz karışıyor ama sonuçta yarış dışı kalan tek isim Hakkinen oluyordu.(tekrar start verilsede zaten Mclaren Hakkinen e araç veremezdi ) Güvenlik Aracı eşliğinde birkaç turdan sonra Start tekrar veriliyor ama ağır yağmur altında belki de en temposuz yarışlardan biri koşuluyordu. Schumacher manyak ötesi bir performans sergiliyor ve 2. ile farkı 45 saniye civarına çıkarıyordu. Ama sonra olan oldu ve büyük bir saçmalık sonucu Schumi, Coulthard a arkadan geçirdi. 3 tekerlekli Ferrari si ile kalakalan Schumi aracı o halde pite getirdi ve orada bıraktı(zaten süspansiyonlarındipten koptuğu düşünülürse fazla ıslanmamak amacıyla Schumi böyle bir şeyi yapmış olabilir.) Neyse sonra Schumi Mclaren garajına falan yürüdü ,Coulthard ı dövmek için ama araya girenler falan kurtardı Coulthard.








Böyle böyle yarış sonlandığında şöyle bir tablo vardı:








Pos- Pilot- Takım - Zaman - Grid
1-Damon Hill Jordan Mugen Honda 1:43'47.707 3
2-R.Schumacher Jordan Mugen Honda + 0.932 8
3- Jean Alesi Sauber Petronas + 7.240 10
4-H.H. Frentzen Williams Mecachrome + 32.243 9
5-Pedro Diniz Arrows + 51.682 16
6-Jarno Trulli Prost Peugeot + 2 Tur 13
7-D.Coulthard McLaren Mercedes + 5 Tur 2
8-Shinji Nakano Minardi Ford + 5 Tur 21

Finiş Göremeyenler
G. Fisichella Benetton Playlife Kaza 26. Tur
M.Schumacher Ferrari Kaza 25.Tur
E. Irvine Ferrari Spin 25.Tur
E. Tuero Minardi Ford Vites k. 17.Tur
J.Villeneuve Williams Mecachrome Spin 16.Tur
T.Takagi Tyrrell Ford Spin 10.Tur
J.Verstappen Stewart Ford Motor 8. Tur
M.Hakkinen McLaren Mercedes Kaza 1.Tur
A.Wurz Benetton Playlife Kaza 1.Tur
J.Herbert Sauber Petronas Kaza 1. Tur
R.Barrichello (Stewart Ford), O. Panis (Prost Peugeot), M.Salo (Arrows) ve Ricardo Rosset (Tyrrell Ford) yukarıda bahsettiğimiz yedek araç durumundan ilk kazadan sonra araç bulamayınca yarışa başlayamadılar.


Neyse benim diyeceğim bu Coulthard da ne ballıymış be kardeşim. Benim gördüğüm bu adam ne zaman diplere sonlara düşse bi şekilde yükselip ilk 7 ye girerek bitiriyor yarışı (Tıpkı o ünlü Bernoldi nin arkasında asırlarca kaldığı 2001 Monaco gibi. onda da 5. olmuştu mesela) Anlaşılan McLaren in yedek aracı baya sağlammış.:D Eddie Jordan da böyle sevinmiş zamanında...
Schumacher vs Coulthard:

23 Mayıs 2008 Cuma

Ceyar ama dallas taki değil




Son zamanlarda PS3 te 2K8 oynuyoruz da bu üstteki herifi nasıl yapmışlar öyle yahu. Bildiğimiz j.r Smith oysa ki şu takımın 3 lük yükünü çeken 19 dakika da 12 sayı ortalaması olan adam yani kötü bir şeymiş gibi dedim de ben de oyundan sonra dikkat ettim. George Karl bu adamı neden oynatmaz anlaşılır gibi değil. Şu ortalamalarla 1 iverson 2 Smith 3 Carmelo oynatılamaz mı? Bence oynatılır ve hatta süper olur neyse bi şeyi var demek ki saçını falan beğenmiyo heralde george karl maçtan önce git boz şunu diyo, bu bozup geldiğinde maç başlıyo falan. Sonra oyuna girdiğinde terleyince (banyo yaptıktan sonra saçınıza ne şekil verirseniz kalıyo ya ordan yola çıkarak söylüyorum) saçı tekrar eski halini alıyo tabi Karl da görünce direk çıkarıyo. Öyle öyle adamcağız yarım maç bile oynayamıyo. Neyse diyeceğim şudur ki sıkı bi şekilde 2K8 oynuyorsanız ve franchise ınızda "bi lebron um eksik kaldı salary cap te kötü naapcam " diyosanız bu adama saldırabilirsiniz. Oyunda küçük beden lebron gibi oynuyo yani 3lükler falan özelliği görünüyo da manyak smaçları da var. Bi de genç olduğu düşünüldüğünde tadından yenmez gibi duruyo.


Neyse bence siz şöyle de yapabilirsiniz Paul- Kobe- LeBron-Dirk-Amare. George Karl misali bunu da benchte tutmak fena bi fikir değil.